T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
VAN / ÇATAK - Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu

Haberler

Eyl

1.sınıflarımızın 2023 - 2024 Eğitim Öğretim Yılı Okula Uyum Haftası başlıyor.

4 - 8 Eylül 2023 tarihleri arasında; 10.00 - 12.00 saatleri arasında uygulanacaktır. 

May

Okulumuzda gerçekleşen 1. sınıflar arası yapılan okuma bayramı Çatak Belediye Başkan Vekili Sayın Cihan YALÇIN, Çatak İlçe Jandarma Komutanı Sayın İnanç MARİM ve Çatak İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Abdulkadir SANCAKLİ, değerli kurum amirleri, kıymetli okul müdürleri ve sevgili velilerimizin katılımıyla büyük bir coşkuyla kutlandı. Programa Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizin anısına İstiklal Marşı okunarak başlandı. Ardından Okul Müdürümüz Hatice ÖZTÜRK' ün yapmış olduğu konuşma yüreklere dokunarak devam etti.

SAYIN BELEDİYE BAŞKAN VEKİLİMİZ, SAYIN İLÇE JANDARMA KOMUTANIMIZ VE SAYIN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ,SAYIN KURUM AMİRLERİMİZ,SAYIN OKUL MÜDÜRLERİMİZ VE SEVGİLİ VELİLER HEPİNİZ HOŞGELDİNİZ.
KÜÇÜCÜK DÜNYALARINDA, RESİMDİ,RENKTİ VE DÜŞTÜ HAYAT YALNIZCA ONLAR İÇİN...GÖZLERİNİN GÖREBİLDİĞİ,KULAKLARININ DUYABİLDİĞİYLE SINIRLI MİNİCİK BİR DÜNYALARI VARDI ÖNCELERİ...O ZAMANA KADAR YALNIZCA OYUNCAK TUTMUŞ ELLERİ KALEM TUTMAYA BAŞLADIĞINDA BAMBAŞKA BİR DÜNYANIN KAPILARI DA AÇILDI ONLARA ARDINA KADAR...HAYALLERİ, DÜŞLERİ DE BÜYÜDÜ KENDİLERİNE DUYDUKLARI GÜVENLE....ŞİMDİ DAHA BİR COŞKULU ANLATABİLECEKLER SİZE YÜREKLERİNDE BİRİKTİRDİKLERİNİ...KENDİ CÜMLELERİYLE...
AZ GİDİLİP UZ GİDİLEN,DERE TEPE DÜZ GİDİLEN UZAK MASAL ÜLKELERİNDE GÖKTEN DÜŞEN ÜÇ ELMADAN BİRİ ONLARIN OLACAK HER ZAMAN...ÇÜNKÜ ONLAR KİTAPLARIN BÜYÜLÜ DÜNYASININ KAPISINI ÇOK BÜYÜK BİR HEVESLE ÇALDILAR...ÖRNEK VE ÖZENDİRİCİ TUTUMUNUZ SAYESİNDE BU HEVESİN BİR ÖMÜR SÜRECEĞİNE İNANIYORUM...AZİM VE BAŞARILARINDAN DOLAYI BÜTÜN ÖĞRENCİLERİMİ KUTLUYOR,ÖNLERİNDEKİ ZORLU MERDİVENİN DİĞER BASAMAKLARINI DA TIPKI BU İLK BASAMAKTAKİ GİBİ KOCAMAN ,EMİN ADIMLARLA AŞMALARINI DİLİYORUM...

Okul Müdürümüz Hatice ÖZTÜRK'ün konuşmalarının ardından 1.sınıflarımızın yapmış olduğu gösteriler sırasıyla yerini aldı. Sıla gecesi yapıldı. Öğrenciler hem çiğ köftelerini yoğurdular hem de halay çekerek eğlendiler. Sıla gecesine uygun olarak gelen tüm misafirlerimize çiğ köfte ikramı yapıldı. Öğrencilerin ve misafirlerin eğlendiği güzel bir program gerçekleşti.

1/A Sınıf Öğretmeni Havanur TAŞ ve 1/B Sınıf Öğretmeni Gülçin ERASLAN' a programa vermiş oldukları emeklerdn dolayı teşekkür ederiz.

Mrt

Okul Müdürümüz Hatice ÖZTÜRK konuşmasında;

Kıymetli mesâi arkadaşlarım, sevgili öğrenciler!

Kitapların olmadığı bir dünya düşünülemez. Eğitimin, bilimin, sanatın temeli kitaba dayanır. İnsanlar için bu kadar değerli olan kitaplar kütüphanelerde korunur ve araştırmacıların, öğrencilerin, tüm insanların hizmetine sunulur. Kuşkusuz çoğu kişinin kendi evinde kitaplığı vardır ama buradan sadece kendisi ve yakınları, tanıdıkları yararlanabilir. Oysa kütüphanelerden çok geniş kitlelerin yararlanma olanağı vardır. Üstelik böyle bir özel kitaplığa sahip olan kimsenin de kütüphanelere gereksinimi vardır. Çünkü özel bir kitaplık asla kütüphanelerin zenginliğine erişemez.

Günümüzde uygarlık çok gelişmiştir. Radyo, televizyon, bilgisayar, internet gibi iletişim ve bilgilenme araçları çok gelişmiştir. Ne kadar gelişse, yaygınlaşsa da bunların hiçbirisi kitabın yerini tutamaz. Zaten dünyanın en gelişmiş ülkelerinde kitaba, kütüphaneye olan ilginin azalmaması, hatta artması bunun kanıtıdır.

Bu gerçeğin bilincindeki Türk Kütüphaneciler Derneği'nin girişimleriyle 1964'ten bu yana Mart ayının son pazartesi başlayan haftası "Kütüphaneler Haftası " olarak değerlendirilmektedir. Hafta boyunca okullarda, görsel ve yazılı basında kütüphanelerin önemi anlatılır. Bu konuya halkın dikkati çekilir. Kütüphaneler hakkında bilgi verilir. Haftanın amacı öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, öğrencilerin kitaplardan daha çok yararlanmalarını sağlamaktır.

Saygılarımla…

Parogramın devamında kitap okumanın önemi ve faydalarından bahsedildi.

KİTABIN ÖNEMİ

Bu hafta Kütüphaneler Haftasıdır. Nasıl ki garaj denilince arabalar, eczane denilince ilaçlar akla geliyorsa; kitap denilince de akla kitaplık veya kütüphaneler akla gelmektedir. Kitapların önemi, kitaplara verilen değerle ölçülür.

Evrendeki tüm canlılar gibi insanların da besine, suya ve havaya gereksinmesi vardır. Ancak bunlar fiziksel yaşamın gereksinmeleridir. Oysa insanları, diğer canlılardan ayırt eden en önemli öğe, düşüncedir. İnsanlar düşünürler, düşündüklerini yorumlar, değerlendirir ve eyleme geçirirler.

İnsanlar elde ettikleri bilgileri, deney, beceri ve sanatlarını gelecek kuşaklara aktarmak isterler. Bu çabanın sonucu olarak yazıyı icat etmişler, geliştirerek matbaayı ve kâğıdı bulmuşlar. Dağınık ve kayıp olabilecek bu bilgileri, deneyleri, beceri ve sanatlarını kitap haline getirerek insanlığın hizmetine sunmuşlardır. İnsanlık tarihini, uygarlığını, toplumsal yaşamını eserlerden öğreniyoruz.

Kitaplar, toplumların düşünsel güneşidir. İnsanın zekâsını ve bilgisini geliştirir, deneylerini artırır, hatalarını düzeltir. Bilinçli insan, bilimsel araştırmaya, incelemeye, üretmeye, yönetmeye, olayları sağlıklı sonuca bağlamaya yöneltir. Bilinçli insanların oluşturduğu toplumlarda, demokrasi, hukuk, ahlak ve sosyal adalet ilkeleri gerçek kurallarıyla işler. Karşılıklı saygı ve güven pekişerek artar.

 

Bu nedenle kitap, uygarlığın simgesi, demokrasinin somut kanıtı, karanlığın amansız düşmanıdır. Kitaplar bu amaçla değerlendirildiğinde, kitaplığın önemi artar. Aksi halde kitaplıklar, kitaptan mezarlığına ve düşüncenin tutsak evine dönüşür. Ancak kitapları severek, okuyarak, okutarak çağdaş insan olabiliriz.

KİTAP OKUMANIN FAYDALARI

1- Stresle Baş Etmenin Yolu Kitap Okumaktır.

2- Kelime Dağarcığınız Gelişir.

3- Kitap Okumak Hafıza Sorunlarının Çözümüdür.

4- Yaşamı Sevmek İçin Bir Nedendir.

5- Kaliteli Uyku için Kitap Okumak.

6- 6- Kitap Okuma Alışkanlığınız Bulaşıcıdır.

7- Kendinizi Daha İyi İfade Edersiniz.

8- Yalnızlık Hissini Yaşamazsınız.

9- Pratik Düşünmeyi Geliştirir.

10- Karar Verme Mekanizmanız Güçlenir.

11- Genel Kültürünüz Artar.

12- Kitap Okumak Sizi Zeki Yapar.

13- Hediye Almak ve Size Hediye Seçimi Kolaylaşır.

14- Kitap Okumak Uzmanlaşmanızı Sağlar.

15- Kitap Okumak Etkili Bir İlaçtır.

Programın bir diğer ders saatinde haberimizin başlığında da yer alan "MİNDERİNİ GETİR,KİTABINI OKU" etkinliği düzenlendi.

Temiz ve güneşli havadan yararlanılarak okul bahçesinde keyifli okumalar gerçekleşti.

Mrt

4.Sınıflar arası yaptığımız deneme sınavında eksikler tespit edildi. Öğrencilerle konu bazlı çalışmalar yapıldı. Geri dönütler sağlandı. Bir sonraki deneme sınavına hazırlıklar tamamlandı. Okul Müdürümüz Hatice ÖZTÜRK okul birincimiz 4/B Sınıfından Mina AYNA'yı ve öğretmeni Yusuf EFE' yi tebrik etti. Mina AYNA' ya başarılarının devamını dileyerek ödülünü takdim etti.

Mrt

Çatak İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlerimiz Ethem BEKTAŞ ve Abdulhabib YILDIZ kurumumuzu ziyarette bulundu. Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu olarak ziyaretlerinden dolayı onur duyduk. Öğrencilerimizin ve okulumuzun başarıları üzerine istişare ettik. Kendilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Mrt

Okul Müdürümüz Hatice ÖZTÜRK; "Bugün Çanakkale zaferinin 108. yıldönümünü kutluyoruz. Çanakkale, bir milletin varoluş mücadelesidir. Çanakkale Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda askerlerimizin, dünyayı hayrete düşüren kahramanlık destanıdır. Bir düğüne gider gibi kurşunlara atılan kahraman askerimizin destanıdır. Bu zafer, anaların biricik evlatlarını bağrına basıp; başına kurbanlık koyun gibi kınalar yakıp cepheye gönderdiği bir savaştır. Irkları, renkleri ve dilleri değişik, çeşitli milletlerden oluşan; orduların milletimizi yok etmek amacıyla karadan, denizden ve havadan üzerimize saldırdığı büyük bir savaştır. Gencecik fidanlarımızın; Türk’ü, Kürd’ü, Çerkez’i, Laz’ı, Gürcü’sü ile, bayrağını düşürmemek için yan yana şehit düştüğü büyük vatan savunmasıdır. İnanç, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duygularının, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymadaki üstün başarısını gösteren bir mücadeledir Çanakkale… ‘’Sizlere taarruzu değil ölmeyi emrediyorum, biz ölene kadar yerimize başkaları gelecektir’’ diyebilen büyük komutan Mustafa Kemal’in ve onunla birlikte çarpışan Türk Milletinin destanıdır, ÇANAKKALE… Geçilemeyen son kaledir, ÇANAKKALE… Çanakkale’de hiç şehit vermeyen tek bir ilimiz bile yoktur… Çanakkale işte bu yüzden destandır. Ülkedeki eğitim düzeyinin oldukça düşük olduğu o dönemde savaşta kaybedilenlerin önemli bir bölümü eğitimli kesimden oluşmaktaydı. Lise çağındaki çocuklar bile “iş başa düştü” deyip kalemi bırakıp silaha sarılmak zorunda kalmıştı. Tıbbıye, Darül Fünun gibi üniversite öğrencileri şehit düşmüştür. Bu okullardan tek bir mezun bile verilememiştir. Bir İngiliz generalinin şu sözleri konuya ışık tutması açısından önemlidir. “Çanakkale’nin İngilizler açısından kazancı, Türk milletinin okumuş aydın kesiminin yok edilmesi, gençliğinin ve geleceğinin elinden alınmasıdır. ”Çanakkale her yönüyle destandır. İnsani değerlerin destanıdır. Mustafa Kemal’in tarih sayfalarından silinmeyecek konuşmasını unutmamak gerekir.
Gelibolu'da savaşta ölen yabancı askerler için söylediği "Şimdi dost bir ülkenin topraklarında yatıyorsunuz. Huzur içinde uyuyunuz ”, dedikten sonra, yabancı şehitlerin annelerine de, "Oğullarını uzak ülkelerden buraya gönderen anneler, siz de gözyaşlarınızı siliniz. Oğullarınız şimdi bizim bağrımızda huzur içinde yatıyor."

 

Tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun…" günün anlam ve önemine değindi. Program devamında öğrencilerimiz tarafından şiirler okundu, orotorya gösterisi sergilendi. Okulumuz korosu Çanakkale ile ilgili türküler seslendirdiler.

Mrt

Okul Müdürümüz Hatice ÖZTÜRK; "Bugün İstiklal Marşı'mızın kabulünün 102.yılını kutluyoruz. Vatan ve millet sevgisinin, bağımsızlık ve hürriyet aşkının en güzel ifadesi olan İstiklal Marşı'mızı bize armağan eden milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u saygıyla anıyoruz. Bayrağımız ve onun hürriyetini ebedileştiren İstiklal Marşımız; milletimizin ruhunu, tarihini ve ideallerini aksettiren ölmez bir şaheserdir.

İstiklâl Marşı'nı sevmek, ülkemizi sevmektir,
İstiklal Marşı'nı coşkuyla söylemek, ülkemize sahip çıkmaktır,
İstiklâl Marşı'nı vakur bir şekilde okumak, bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır.
Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır.

İstiklal Marşı'nı anlayabilmek için, MEHMET AKİF'i iyi bilmek, onun bütün yönleriyle şahsında topladığı "milli mücadele ruhunu" yakından tanımak, bu ruhu, hakkı ile hissetmek gerekir.

Mehmet Akif milli bir şair, ideal bir öğretmen, branşına hâkim bir veteriner, cesur bir gazeteci, Kurtuluş Savaşı'nda iyi bir asker, Türk gencine ufuk çizen fikir adamı bir politikacı, bir gönül insanı, hayatı vatan hasreti ile biten ve vefa beklediği gözlerden cefa çeken bir garipti.

Hayata veda edeceği anda ''Hocam kalk, bir İstiklal Marşı daha yaz ki kıymetini anlasınlar.'' diye haykıran talebesine "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın." diyen kutlu bir vatanperverdir o.

12 Mart 1921... Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günleri... I. İnönü Savaşı'nı kazanmış, ayaklanmaların bir bölümünü bastırmış, bir bölümü ile uğraşan Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, büyük bir coşkuyla alkış tufanı kopmaktaydı. Bunun nedeni de Kurtuluş Savaşı'nın ruhunun, bağımsızlık aşkının, Mehmet Akif'in dizeleri ile Meclis kürsüsünden okunmasıydı.

"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak."

İşte bu dizeler ile başlayan İstiklal Marşı'nın ilk kıtasında, bu ülkede nefes alan tek kişi kalsa dahi, ülke için umut ışığının sönmeyeceğine, bu ülke alçakların hayasızca istilasından, her ferdinin göğsünü siper etmesi ile nasıl kurtulmuşsa, bundan sonra da aynı anlayışla hareket etmeye devam edeceğine olan inancını belirtmiştir Mehmet Akif.

Ve Mehmet Akif, vatanın geleceği olan sizlere olan inancıyla da, bundan sonra sonsuza kadar Türk bayrağına ve Türk milletine yok olma, yere düşme, yeryüzünden silinme şeklinde bir tehlike yoktur. Türk bayrağı ezelden beri hür yaşamıştır, bundan sonra da hür yaşamak hakkıdır. Hakk'a tapan Türk milleti de istiklali hak etmiştir, anlamına gelen İstiklal Marşı'nın şu son dizelerini yazmıştır:

"Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl"

Konuşmamın sonunda hem bu yüce destanı yazan ustayı, hem de bu destanı yazdıran sayısız kahramanı rahmetle anıyor ve şanlı bayrağımızın göklerde, İstiklal Marşı'mızın dillerde, vatan sevgisinin iman dolu göğsümüzde ebediyen var olmasını diliyorum." diyerek günün anlam ve önemini dile getirdi.

Okulumuzda istiklal marşını ezbere güzel okuma yarışmasına katılan tüm öğrencilerimizi tebrik etti. Yapılan bu yarışmayı kazanan öğrencimiz Zeynep BİTER' e başarılarının devamını diledi. Yarışma da dereceye giren ilk üç öğrenciye ödüllerini takdim etti.

"Bu marş çalınınca yüreklere,

Bir zapt edilmez heyecan gelir.

Hatıra zaferler, yiğitlikler,

Kaybolan binlerce insan gelir."

 

Mrt

Okul Müdürümüz Hatice Öztürk; "8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanır. Bu gün kadınlar tarafından ve kadınlar için çeşitli etkinlikler düzenlenir. Kadınlar arası dayanışma ve kadınların toplumdan beklentileri vurgulanır.

Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal haklarının geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirildi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.


Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.

Dünya kadınlar gününde bugün de ta ilk başlarda yapıldığı gibi

Kadınların eşitliği için,

Bağımsızlığı için,

Sosyal, ekonomik ve politik haksızlıkların ortadan kalkması için,

Kadınların daha iyi çalışma ve daha iyi yaşama koşulları elde edilebilmesi için çalışılmaktadır.

Kadın toplumu oluşturan en önemli halkadır. Kadının katılmadığı, kadının yok sayıldığı bir topluluğu medeniyet ölçüleri çerçevesinde değerlendirmek mümkün değildir.

 

Kadın toplumun içindeyse o toplum medenidir.

Kadın toplumun içindeyse o toplum ileridir.

Kadın toplumun içindeyse o toplum üretkendir.

Kadın toplumun içindeyse o toplum gerçek bir toplumdur." diyerek günün anlam ve önemini dile getirdi.

Tüm hem cinslerinin kadınlar gününü kutlayarak öğretmenlerine çiçek takdiminde bulundu.

 

 

Ock

Sayın Binbaşımız İnanç NARIM Bey'e ve Eminiyet Amirimiz Emre ALTINTOP Bey'e okulumuza ziyaretlerinden dolayı çok teşekkür ederiz. Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu olarak onurlarımızı ve şükranlarımızı kendilerine sunuyoruz.

Ara

VAN/ÇATAK Yatılı Bölge Ortaokulu Okul Müdürü Fatih GÜL;

Okulumuz (Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu)' na ziyarette bulundu. Okulumuz adına onur duyduğumuzu belirterek teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Ara

Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu olarak Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası gereğice yapılan etkinlikte çok eğlendik. Hem konunun önemini öğrencilerime anlattık hem karınlarımızı doyurduk hem de hep birlikte yöresel oyunlarımızı oynadık.

Emeği geçen;

1/A Sınıf Öğretmenimiz Gülçin ERASLAN' a,

1/B Sınıf Öğretmenimiz Havanur TAŞ' a,

2/A Sınıf Öğretmenimiz Musa ASLAN' a,

2/B Sınıf Öğretmenimiz Cevdet ERASLAN' a,

3/A Sınıf Öğretmenimiz Okan SİDAL' e,

3/B Sınıf Öğretmenimiz Remziye SUNGUR' a,

4/A Sınıf Öğretmenimiz Fatma ÇAKAR' a,

4/B Sınıf Öğretmenimiz Gülsüm ERASLAN' a

ve siz değerli velilerimize çok teşekkür ederiz.

 

Ara

Madem biz tiyatroya gidemiyoruz mesafeler buna engel oluyor o zaman ne yapabiliriz diye düşündük. Bunun üzerine Van Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu bir proje buna vesile oldu. Okulumuz Müdür Yardımcısı Hatice ÖZTÜRK'ün yapılan bu projeye başvurması üzerine öğrencilerimizi tiyatroyla buluşturduk. Burhan ELMAS başkanlığında gelen tiyatro ekibini öğrencilerimiz çok sevdiler. Başta Van Büyükşehir Belediyesi'ne ardından Burhan ELMAS ve ekibine ilgi ve alakalarından dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bir teşekkürümüzde tiyatro davetimizi kırmayıp bizlerle beraber izleyen Habib Bey ve Ethem Bey şube müdürlerimize.Umarım yeni bir programda tekrar buluşuruz.

Ara

KALDIR AT ENGELLERİNİ

Gökyüzünün derin mavi boşluğundan büyülenmiyorsan,

Bir kelebeğin kanadı seni senden almıyorsa,

Şaşırtmıyor, sarsmıyorsa zarafeti daldaki çarkıfeleğin,

Örümceğin ağındaki mucizeyi görmüyorsan,

Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini...

 

Parmaklarını bir buğday başağında gezdirdiğinde

Gözlerin dolmuyor, yüreğin hızla çarpmıyorsa,

Bir canlıyı avuçlarında nazikçe tutup

Onun nabzıyla derin düşüncelere dalmadıysan sessizce,

Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini...

 

Daldaki elmaya zıplamadıysan,

Yürümediysen gür yeşilliklerde yalınayak,

Çömelip dertleşmediysen yerdeki karıncayla

Deredeki taşla hiç kesilmediyse topukların,

Ve peşinden koşmadıysan kuşların,

Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini...

 

İnce bir keman sesi ruhunun en derinine işlemiyor,

Kuş cıvıltılarıyla neşelenmiyorsan,

Dalgalar konuşmuyorsa seninle,

Rüzgârı, yağmuru, toprağı duyamıyorsan,

Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini...

 

Görmüyor, dokunmuyor, hissetmiyor, duymuyorsan

Tatmıyorsan hayatı en son zerresine kadar,

Kokusunu çekmiyorsan ciğerlerine taze ekmeğin

Anlamıyorsan kıymetini elindekinin,

Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini...

Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu olarak Engelliler Gününde engelli arkadaşlarımızın sorunlarına ortak olduk. Birlikte neler yapabileceğimiz konusunda konuştuk. Her bireyin bir engelli adayı olduğunu hayat felsefemiz olarak belirledik. Yapılan programda emeği geçen öğretmen arkadaşlarıma ve öğrencilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Kas

Van güneşli günlerinni son demlerini yaşarken Şehit Seyvan Yavuz İlkokulu olarak bunu fırsata çevimek istedik. Geçmişini bilmeyen geleceğine ışık tutamaz düşüncesiyle hareket ederek yola çıktık. Van sokaklarında ilerlerken adımlarımız bizi eşsiz medeneiyetlere ev sahipliği yapmış ihtişamıyla göz kamaştıran VAN KALESİ' ne götürdü. Tarihin zirvesinden aşağı inerek geçmişe doğru yolculuğumuza devam ettik. Müze kokusu nedir bilir misiniz?. Van Müzesi'ne girdiğimizde kokuyu içimize çektik. Labirenti andıran sokaklarından her biri başka bir medeniyete açılıyordu. Bu bizi daha çok heyecanlandırmıştı. Labirentin sonunda bizi karşılayan bir sürpriz vardı. Sanat ile bilimin daima iç içe olduğunu söyledik öğrencilere şimdi bunu gözleriyle görme imkanına sahip oldular. Bilim şenliği bizi karşıladı. Şenlikteki değerli meslektaşlarım yaptıkları çalışmaları öğrencilere tek tek anlattı. Öğrenciler bu sayede hepsini deneme fırsatına sahip oldu. Keyifli ve dolu dolu geçen bir gezinin ardından kalan fotoğraflarımızı sizinle paylaşmak istedik. Öğrencilerle gezi boyunca tek tek ilgilenen ve bilgilendirmeler yapan Sınıf Öğretmenlerim Yüksel BİTER' e ve Okan SİDAL' e teşekkür ederim. Bize her türlü imkanı sunan ve teşekkürlerin en büyüğünü hakeden Van Büyükşehir Beldiyesi' ne ve ŞİPAL ailesine Şehit Seyvan Yavuz İlkokul'u olarak çok teşekkür ederiz.

Kas

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ programı okulumzda çoşkuyla kutlandı. Okul Müdür Yardımcımız Hatice ÖZTÜRK günün anlam ve önemine değinerek kendi yazdığı bir metini okuyarak programı başlattı.

BİR HAYALDİ GERÇEK OLDU

Dünyanın en zor, en anlamlı ve en kutsal görevi. Eminim herkes tahmin eder. Elbette öğretmenlik.

Çoğu insan şu ana kadar yaptığı seçimlerden ya da icra ettiği mesleklerden pişmanlık duymuş olabilir. Ben asla duymadım. Nasıl duyabilirim ki!

Uçsuz bucaksız bir çölün ortasında bir damla suya ihtiyacınız vardır ya hani onu bulmak için kilometrelerce yürürsünüz. İşte ben de bu mantıkla hareket ettim. Dünyayı bir çöl, varacağım yeri bir su kaynağı olarak hayal ettim. Eğer bir yerde ufacık bir su birinkisi varsa mutlaka bir şeyler yeşerirdi etrafında. En çok da umutlar. Bir çiçeğin yetişmek için umut etmesi gibi. Ben de bu çölde yeni çiçekler yetiştirmek için yola çıkmıştım. Yurdumun nadide ve eşsiz çiçeklerini. Kimse bilmez onları, geniş ovalarda kaybolur kokuları. Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri.

Evden ayrılırken bir hüzün vardı. "Ben gidiyorum ailem, ben gidiyorum sevdiklerim. Hakkınızı helal edin" diyerek çıktım yola. Karanlığın takip ettiği bu yolda, beni bekleyen bir tutam çocuğun heyecanına ışık olmaya çıktım. Zira çiçekler için su kadar ışık da önemlidir. Onların saf sevgisi karşısında önce çok şaşırdım. Bir insan hiç görmediği bir başka insana nasıl bu kadar içten sarılır, nasıl bu kadar benimser. Sonra aklıma kendi öğrencilik yıllarım geldi. Şimdi daha iyi anlıyorum. O zaman öğretmenimiz ağlamıştı, şimdi ben ağlıyorum. Beni duyuyorsan öğretmenim seni hala çok seviyorum. Her öğretmen insana birçok özellik katar. Birinden sabrı, diğerinden sadakati, bir diğerinden şefkati öğrenir, benimseriz. Aslında bir öğretmen de hepsi vardır. Ama bizim gözümüzde en çok onlar dikkat çekmiştir. Ben de öğrendiklerimi öğrencilerime öğretiyorum. Onları hayata hazırlıyorum. Çünkü ben bir öğretmenim ve bir hayat mesleği icra ediyorum. Gecenin en aydınlık yüzü olmaya çalışıyorum. Bazen bir tebessüm, bazen de kocaman bir gözyaşı oluyorum. Kimi zaman acılarının ilacı, kimi zaman kalp kırgınlığının en tesirli yapıştırıcısı. Ben onların başlangıç noktasını belirleyip bitişini yönlendiren oluyorum. O yüzden ilerde binlerce insana dokunacak olan sayısız insanlar yetiştiriyorum. Bu yüzden mesleğimi her geçen gün daha özveriyle, daha aşkla ve daha özenle icra ediyorum.

Geleceğin öğretmenlerine, dokunduğum veya dokunamadığım binlerce çiçeğe sesleniyorum: Eğer bir gün yollarımız bir yerlerde kesişirse, dedikleriniz aklımdan çıkmadı. Ben de öğrendiklerimi en doğru şekilde aktarmaya çalışıyorum deyin, o bana yeter. İşte o an benim en büyük mutluluğum...

Programda emeği geçen tüm öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ederim.